Bu podcast, özünde çok basit mutual bir ilişkiye dayanıyor. İyi niyetli ve oldukça amatör ruhla, olmuş bitmiş ya da olacak bir takım konuları anlatacağım bir platform olarak düşünebilirsiniz burayı. Amacım tamamıyla kendi bilgi dağarcığımı geliştirmek, bu süreçte öğrendiklerimi de benden daha fazla öğrenilsin, araştırılsın hatta sorgulansın diye aktarmak. Konular mı? Ne öğrendiysem ya da ne öğrenmek istiyorsam...
Hamburger - 1: Ekmek Arası İnsanlık Tarihi
Bu yeni podcast serisinde hamburgerin 100 yıl önce başlayan kısa hikayesi üzerinden tüm insanlık tarihine bakmaya çalışıyorum.
Her ne kadar bu podcast serisinde hamburgerin ortaya çıkışını konuşuyor olsak da bu serüvende değindiğim birçok şey 300 bin yıllık insanlık tarihinde daha çok yeni. Hamburger köftesinden tutun buz dolabına hatta kıyma makinesine kadar konu hep aynı yere çıkıyor. Ezelden beri var olduğunu düşündüğümüz şeyler aslında insanlık tarihinde çok yeni.
Serinin bu ilk bölümünde hamburger köftesinin kökeni, Homo Sapiens tarihinde yiyecekleri saklamanın zorluğu ve buz dolabı bulunana kadar kullanılan saklama yöntemleri, Polonya’nın milli yiyeceği Tartar ve hamburger arasındaki ilişki gibi sayısız tarihi konuyu konuşuyorum.
Bölüm Kapağı: Artist (Roserodionova) / Resource (freepik.com)
08:20’deki müzik: Art Blakey & the Jazz Messengers - Moanin'
13:18’deki müzik: Jimmy Forrest - That's All
20:43’teki müzik: Peter Sandberg - Got That Feeling
1/15/2024 • 27 minutes, 53 seconds
Tartışma Kültürü - 2: Rubicon Nehri'nde Uzlaşabilmek
Tartışma Kültürü podcast serisinin 2. bölümünde tartışma eylemini bir kültüre dönüştüren 6 temel öğeyi detaylandırıyorum. Bu 6 öğenin hangi tartışma tiplerinde kullanıldığını, günlük hayatımızdaki bir tartışmayı hangi adımlarla kurgulayabilirsek tartışma eylemini bir iletişim aracına dönüştürebileceğimizi inceliyorum.
Türkiye ve dünyadaki iletişim yozlaşmasını ise Robert Stawksi’nin akademik çalışmalarından, Stephen Toulmil’in ölçümleme modelinden ve Deborah Tannen’in günümüz medyasına bakışından beslenerek kişisel görüşlerimi Agonizm olgusu ekseninde sentezliyorum.
Tabi ki bölüm boyunca “Rubion Nehri’ni Geçmek” metaforunu da kullanmaya devam ediyorum.
Bölüm Kapağı: Laurence Alma Tadema - The Discourse
06:49’daki müzik: Karl Jenkins - Concerto Grosso for Strings Palladio I Allegretto
14:32’deki müzik: Jonannes Brahms - 16 Waltzes, Op. 39: No. 9 in D Minor
20:28’deki müzik: Dmitri Shostakovich - Suite from the Gadfly Op. 97a VIII. Romance
26:13’teki müzik: Leo Delibes - Le Roi S'Amuse Pavane
12/3/2023 • 34 minutes, 10 seconds
Tartışma Kültürü - 1: Rubicon Nehri'ni Geçmek
Tartışma kültürünü ve eylemini tartıştığım yeni bir podcast serisi ile karşınızdayım. İnsanların birbirini dinlemediği, empati yapma gereği duymadığı ve bir konu hakkında tartışmayı kavga etmek olarak algıladığı tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Zıt görüşlere dair korku eşiğini aşıp farklı fikirlerden beslenmek, kavgasız gürültüsüz tartışmak hatta tartışma eylemini bir çözüm bulma yolu olarak görebilmek için insanlarda tartışma kültürünün yerleşmiş olması
gerekiyor.
Bu minvalde seriyi, tarihi olaylardan esinlendiğim bir metafor üzerine inşa edeceğim. Julius Caesar’ın “Rubicon Nehri’ni geçerek” Roma ve insanlık tarihini değiştirdiği olay, serinin metaforu olacak. Konunun iskeletini bu metaforla kurduktan sonra serinin ilk bölümünde tartışma eylemi nedir, argüman bizim için
neden önemlidir sorularına cevap arayacağız. Bu bölümün son dönemecinde ise insan tartışmaya niye ihtiyaç duyar, bunu detaylandıracağız. Kısacası bu bölüm, tartışma eylemi üzerinde duracağız.
Bölüm Kapağı: Hans W. Schmid - Cicero’s Speech Attacking Catilina in the Roman Senate
08:00’daki müzik: R. Strauss - Zarathustra, Op. 30 TrV 176 - Prelude (Sonnenaufgang)
17:00’daki müzik: Franz Schubert - 5 Minuets & 6 Trios D. 89 III. Minuet in A Minor
22:04’teki müzik: George Enescu - Serenade Lointaine
27:40’taki müzik: Gabriel Faure - Pavane op.50
10/28/2023 • 35 minutes, 24 seconds
Pragmatizm - 2: Pratik ve Sonuç Odaklı Olma Çelişkisi
Pragmatizm serisinin 2. bölümünde konunun biraz daha günümüz toplumsal yapısıyla, hayatlarımızla temas eden noktaları üzerinde durmaya çalışacağım. Günümüz dünyasının pratik ve sonuç odaklı olma takıntısını eleştirel bir pencereden değerlendireceğim. Bunu yaparken tabi ki işin teorisinden yani William James’in pragmatizmi üzerinden ilerlemeye devam edeceğim. Tartışmamızı derinleştirmek için yer yer son yüz yılın en önemli matematikçi ve felsefecilerinden Bertrand Russell’ın görüşlerinden de yararlanacağım.
Pragmatizmin günümüz kapitalizmi ile olan ilişkisine bakarken fayda elde
edilen doğru, kimin doğrusu ve kime göre doğru, kime fayda sağlıyor ve bu faydanın bir sınırı var mı sorularının cevaplarını tartışacağım. Bölümün en kısmında ise William James’in pragmatizminin en azından benim açımdan olumlu yönlerini tespit edip sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Bölüm Kapağı: Jan van der Straet - An Alchemist's Laboratory (1570)
06:35’teki müzik: Chopin - Cello Sonata in G Minor, Op. 65 III. Largo
10:58’deki müzik: Johannes Brahms - Sechs Klavierstücke, Op. 118 II.
Intermezzo in A Major
18:24’teki müzik: Schumann - 12 Gedichte aus Liebesfrühling, Op. 37 No. 11
24:24’teki müzik: Domenico Scarlatti - Sonata in F minor K 466 (L118)
9/9/2023 • 31 minutes, 24 seconds
Pragmatizm - 1: Bir William James Eleştirisi
Son zamanlarda insanların dilinden düşürmediği bir kelime Pragmatizm ya da pragmatik olmak tabiri. Pragmatizmin bir olgudan, bir yaklaşımdan ziyade biraz yerli yersiz tekrarlanmaya başlanan bir kelimeye dönüştüğünü düşünüyorum. İşte bu yüzden iki bölümlük seri boyunca Pragmatizm tam olarak nedir; bunu detaylandırmaya çalışacağım. Tartışmamı meşhur pragmatist William James’in düşüncelerine eleştirel bir bakış açısı ile yapacağım.
Serinin bu bölümünde daha çok pragmatizm olgusunu teorik yönden incelemeye çalışacağım. Pragmatizm fayda, sonuç, pratiklik ve doğruluk kavramları arasında
nasıl bir ilişki kuruyor, bölüm boyunda odağım bu yönde olacak.
Bölüm Kapağı: Bartolomé Esteban Murillo - The Invention of Painting
(c.1660)
08:22’deki müzik: Arturo Márquez - Danzón No. 2
14:43’teki müzik: Freideric Hendel - Suite in B-Flat Major, HWV 434_ IV.
Menuet
21:00’deki müzik: Bach - Organ Sonata No. 4, BWV 528 II. Andante
8/15/2023 • 28 minutes, 39 seconds
Cuba Libre - 2: Promilli Özgürlük
Cuba Libre kokteyli podcast serisine 2. bölümü ile devam ediyorum. Bu
bölümde Cuba Libre’nin ortaya çıkış hikayesi üzerinden kokteylin tarifini de detaylandıracağız. Bacardi’nin Cuba Libre kokteylinin ortaya çıkışı açısından özel bir yeri var. O yüzden Bacardi’nin dününü ve bugününü yani hala en önemli içki markalarından biri olmayı nasıl başardığını, ne tip pazarlama stratejileri uyguladığını tartışacağız. Tabi bir yandan tarihi yolculuğumuzdan da sapmayacağız çünkü 10 Yıl Savaşları’ndan sonra Küba’daki özgürlük hareketleri devam ediyor. Bu toplumsal hareketler de Cuba Libre kokteylinin ortaya çıkışının mihenk taşlarını oluşturuyor.
02:03’teki müzik: Alexandre Tharaud & Ignacio Cervantes - Adiós a Cuba
07:32’teki müzik: Ignacio Carrillo - Lagrimas Negras
13:00’daki müzik: Ibrahim Ferrer – Boliviana
20:16’daki müzik: Ramiro Pinheiro & Gabriel Amargant - Quatro Ventos
26:16’daki müzik: Asere - Oriente
7/8/2023 • 34 minutes, 37 seconds
Cuba Libre - 1: Promilli Özgürlük
Devinimler Podcast’i yakından takip edenler artık yeme içmeye ne kadar meraklı olduğumu anlamışlardır. Yeme içmeye merakım sadece tat ve duyularımı tetiklemekten ibaret değil. Yemeğin arkasındaki tarihi hikaye de benim ilgimi çekiyor. İşte bu iki bölümlük seride Küba’nın en popüler içeceklerinden Cuba Libre kokteylini konuşacağım.
Bu içeceğin ortaya çıkış hikayesi çok çeşitli konulara temas ediyor. Bu konuları birleştirdiğimizde Küba’nın keşfinden, şeker yapımına, insanlığın en büyük ayıplarından biri olan kölelik tarihinden tutun Küba’nın özgürlük mücadelesine kadar konuşacağımız bir harman ortaya çıkıyor. Hatta Bacardi gibi firmaların doğuşuna, hangi pazarlama stratejilerini uygulayarak bugünlere geldiklerine dahi değineceğiz bu seride.
08:30’daki müzik: Buena Vista Social Club - Chan Chan
15:17’deki müzik: Buena Vista Social Club - Dos Gardenias
21:26’daki müzik: Omara Portuondo - La Sitiera
26:26’daki müzik: Armando Garzon - Escandalo
6/23/2023 • 30 minutes, 33 seconds
Siyasetsizleştirmeye Rağmen Umut Etmek
28 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek/gerçekleşen seçim öncesi siyasi gündeme dair konuşma ihtiyacı duyduğum spontan bir bölüm oldu.
Ülkede yükselen asimetrik kutuplaşma, yakın siyasi tarihi objektif olarak öğrenmenin önemi ve geleceğe dair umut edebilmek hakkında konuştum. Bonus olarak ise yakın Türkiye siyasi tarihi için önerdiğim bazı kitap tavsiyelerimi paylaştım.
Bölüm Kapağı: The Death of Socrates - Jacques Louis David (1748 - 1825)
5/24/2023 • 16 minutes, 8 seconds
Estetik Olgusu - 2: Kant ve Estetik Yargı
Estetik Olgusu podcast serisinin 2. bölümünde estetik hazza giden yolculuğu Immanual Kant’ın görüşleri üzerinden kırılımlandırıp estetik olgusunun teorik boyutunu derinleştiriyorum. Böylece estetik yargının bilgiye dayalı mı (A Priori) yoksa deneyime dayalı bir yargı olduğunu tartışıyorum. Tabi ki ilk bölümde de belirttiğim gibi Platon ve Aristoteles’in sanat anlayışına geri dönüp bu sefer konuyu Mimesis üzerinden tartışıp estetiğin birey ve toplum için neden önemli olduğu sorusunun cevabını arıyorum.
Tabi tüm bunları tartışırken ilk bölümde de dillendirdiğim bir paradoksu daha detaylı bir şekilde gündeme getirmek istiyorum: Estetik olgusu sadece karşılıksız hazdan mı ibaret yoksa farklı faktörlerin etkisini de göz önünde bulundurabilir miyiz?
Bölüm Kapağı: Vincent van Gogh – Starry Night (1889)
07:45’teki müzik: Paolo Conte – En Bleu Marine
13:30’daki müzik: Michel Camilo & Tomatito – Our Spanish Love Song
20:43’teki müzik: Ramiro Pinheiro & Gabriel Amargant - Quatro Ventos
27:37’deki müzik: Jack Jezzro - Oh Marie
4/16/2023 • 37 minutes, 21 seconds
Estetik Olgusu - 1: İdealar ve Duyular
Devinimler Podcast’te yine 2 bölümlük bir seri ile karşınızdayım. Bu sefer üzerine tartışacağım, belki de tarihin en subjektif ve bir o kadar da farklı noktalara temas eden olgularından biri olan “estetik olgusu”.
İlk bölümde yani bu bölümde Platon ve Aristoteles’in güzellik kavramı hakkındaki görüşleri üzerine tartışarak estetik olgusuna dair bir temel oluşturacağım. Sanat ve güzellik kavramı arasındaki ilişkiyi de inceleyerek estetik olgusunu somutlaştırma çabam olacak.
2. bölümde ise konuyu Immanuel Kant’ın estetik hakkındaki görüşleri üzerinden genişleteceğiz. İkinci bölümde varmak istediğim nokta ise estetik bizim için neden önemli sorusunun cevabını kendimce verebilmek.
Tüm serinin iskeleti ise “karşılıksız ve çıkarsız haz duyma” yaklaşımı üzerine olacak.
Bölüm Kapağı: Pablo Picasso - Femme au Béret et à la Robe Quadrillée (1937)
09:45’teki müzik: Cosme Velho - El Equipo Del Norte
17:45’teki müzik: Armand de Paris - Pont Neuf
25:32’teki müzik: Alma Sinti - Ton Boléro
3/19/2023 • 31 minutes, 11 seconds
Kerr: Obskürantizm ve Machiavelli Üzerine
Bu bölümde Tayfun Pirselimoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı Kerr filmini, Obskürantizm olgusu ve Machiavelli’nin Prens kitabında egemenlik hakkında kaleme aldığı düşünceleri üzerinden yorumlayacağım. Kerr, bana göre yakın tarihin ve günümüzün modern bir alegorisi. İktidarların tahakkümüyle oluşan baskı ve korku ortamının toplumdaki sorgulayıcı aklı nasıl yok ettiğini trajikomik bir yaklaşımla aktarıyor film.
Bölüm boyunca Obskürantizm olgusunun despot iktidarlarla nasıl bir ilişkisi olduğunu tartışacağım. Tabi bir yandan baskıcı bir rejimin toplumu abluka altına almak için Machiavelli’nin işaret ettiği meşruiyet tahakkümünü nasıl kurguladığını da yine Kerr filmindeki semboller üzerinden inceleyeceğim.
Bölüm Kapağı: Kerr – film afişi
09:35’teki müzik: Miles Davis - Autumn Leaves
20:11’deki müzik: Bill Evans - Blue In Green
27:25’teki müzik: John Coltrane - Say It
1/7/2023 • 34 minutes, 7 seconds
Ayna ve Benlik - 2: Gallup Deneyi ve Lacan Üzerinden Okumalar
Ayna podcast serisinin 2. bölümünde hayvanların da insanlar gibi varlıklarına dair bir bilinçleri var mı sorusuna ayna konusu üzerinden cevaplar arayacağım. Tabi bu sorunun cevaplarına giderken yolculuğumuz boyunca uğramamız gereken duraklar var. İlk durağımız yakın dönemin en önemli psikanalistlerinden Jacques Emile Lacan’ın ayna konusundaki görüşleri olacak. Daha sonra yönümüzü meşhur ayna deneyine, nam-ı diğer Gallup deneyine çevireceğiz. Fakat konuyu sadece Gallup deneyi ile sınırlı tutmayacağım. Hayvanların benlik bilinci ile ilgili farklı deneyleri de konuşacağım. Ve tabi ki tartışmamızı naçizane kendi görüşlerimi de katarak derinleştirme gayretinde olacağım.
Bölüm Kapağı: Paul Seignac - Woman and Child Before a Mirror (1870)
07:55’teki müzik: Bach - Unaccompanied Cello Suite No. 1 in G Major, BWV 1007
17:30’daki müzik: Debussy - La plus que lente, L. 121 (cello version)
24:33’teki müzik: Lloyd Webber - Cats Memory
33:00’daki müzik: Franz Schubert - Impromptus, D 899, Op. 90 III Andante
11/6/2022 • 42 minutes, 42 seconds
Ayna ve Benlik - 1: Yansımamızda Gördüklerimiz
İki bölümlük bu podcast serisinin ilk bölümünde insanın varoluş ve benlik bilincini aynanın tarihi üzerinden tartışıyorum. Bu bölümde aklımıza pek gelmeyen bir konuyla; insanın kendisini aynada hiç görmediği dönemle yolculuğumuza başlayacağız. Daha sonra aynanın kısa tarihinde yolculuğumuza devam edip günümüze kadar geleceğiz. Böylece aynanın insanın varoluş üzerinde yarattığı etkiyi konuşacağız. Aynanın insan üzerindeki etkisini farklı deneylerle detaylandırıp bilişsel perspektiften değerlendirmeye gayret edeceğim.
Bölüm Kapağı: Socrates looking at mirror - Jusepe de Ribera (17. yüzyıl)
10:03’teki müzik: Valse Venezolano No. 3
17:43’teki müzik: Chopin - Nocturne No. 1 In B Flat Minor, Op. 9 No. 1
25:43’teki müzik: Handel - Rinaldo, HWV 7a Lascia ch'io pianga
10/1/2022 • 34 minutes, 9 seconds
Nefret - 2: En Yıkıcı Duygunun Anatomisi
Nefret podcast serisinin ikinci yani bu bölümünde nefreti bir olgu olarak değerlendirmeye çalışıyorum. İşin felsefi tarafına bakmak adına girişi Aristoteles’le yapıyorum. Aristoteles ile oluşturduğumuz iskeleti, “nefret öğrenilen bir şey mi?” sorusuyla şekillendiriyorum. David Hume ve Frederich Nietzsche de konu bölüm boyunca nefretin olgusal ve felsefi tarafına eşlik eden diğer düşünürler.
Tabi ilk bölümde olduğu gibi bu bölümde de bazı bilimsel deneylerden bahsediyorum. Bölümün en sonunda da nefretin erillikle olan ilişkisine Nanking katliamı ve Berlin olayları gibi tarihi örneklere değinerek göz atıyorum.
Bölüm Kapağı: Franz Matsch - The Triumph of Achilles (1892)
11:30’daki müzik: Frederic Chopin - Nocturne in C Sharp Minor (Hauser arrangement)
20:15’teki müzik: Frederic Chopin - Nocturne No19 In E Minor Op72 No1
31:00’daki müzik: Domenico Scarlatti - Sonata in F minor K 466 (L118)
8/6/2022 • 38 minutes, 16 seconds
Nefret - 1: İnsanın En Yıkıcı Duygusu
Bu 2 bölümlük podcast serisinde insanın en yıkıcı duygusu olan nefreti konuşacağım. Kimimizde daha az, kimimizde çok yoğun; fakat ne kadar inkâr etsek de istisnasız hepimizin birilerine, bir düşünceye, bir ideolojiye yani bir şeylere karşı duyduğu bir hissiyat nefret dediğimiz şey. İşin enteresan kısmı, nefretin yanlış olduğunu, ne kadar yıkıcı olduğunu bilmemize rağmen bu hissiyat ne yazık ki hayatımızın ve biyolojimizin bir parçası.
Serinin ilk bölümü olan bu bölümde nefretin tam olarak ne olduğunu tanımlaya çalışacağım. Tabi bu tanımlamayı yaparken nefreti hem biyolojik hem evrimsel hem de bilişsel perspektiften değerlendirme çabam olacak. Nefret hissi oluştuğunda insan beyni nasıl bir reaksiyon veriyor ve bu reaksiyonu neden veriyor sorularının yanıtlarını arayacağım. Hayvanlar nefret eder mi gibi soruları da ilk bölümün konularından olacak.
Bölüm Kapağı: Giovanni Battista Tiepolo - The Rage of Achilles (1757)
11:03’teki müzik: Rachmaninoff - Elegie Op. 3 No. 1
20:30’daki müzik: Scarlatti - Sonata in B minor K 197 L 147
7/27/2022 • 30 minutes, 9 seconds
Another Round: Varoluş Felsefesi ve Kierkegaard
Devinimlerin bu podcast bölümde Danimarkalı filozof Soren Kierkegaard’ın varoluş felsefesi üzerine konuşacağım ama bunu 2021 yılında en iyi yabancı film Oscar’ını kazanan Danimarka filmi Another Round filmi üzerinden yapmaya gayret edeceğim Başka bir deyişle; Another Round filminin anatomisini Kierkegaard üzerinden inceleyeceğim de diyebiliriz.
Another Round üzerinden varoluşu tartışırken bir yandan da Maslow’un “kendini gerçekleştirmek” olgusunu, insanın kendine nasıl yabancılaştığını ve Kierkegaard’ın umutsuzluk kavramına nasıl baktığını değerlendireceğiz. Kısacası, film üzerinden farklı olguları ve felsefeleri harmanladığım bir bölümle karşınızdayım.
Bölüm Kapağı: Another Round filminin afişi
11:55’teki müzik: Franz Schubert - Fantasie in F Minor, Op. 103, D. 940
23:47’deki müzik: Domenico Scarlatti - Keyboard Sonata In D Minor, L 366.
30:28’deki müzik: Special Pleasure - What A Life
6/29/2022 • 39 minutes, 59 seconds
Savaş Çanları: Rasyonalitenin Riyakarlığı
Bu bölümünde Ukrayna ve Rusya savaşı üzerinden gündemdeki bazı konuları değerlendirmeye çalışıyorum.
Aslında insanlık tarihi hiçbir zaman bir barış atmosferinde olmadı. Bu durum 2. Dünya Savaşı’ndan sonra da farklı değildi. Bu yüzden öncelikle yakın savaş tarihine kısa bir yolculuk yapacağız. Buradan yola çıkarak Ukrayna’da yaşananlara rasyonel perspektiften bakma çabasının bir noktadan sonra savaşı, ölümleri ve şiddeti meşrulaştırma noktasına nasıl ilerlediğini tartışacağım. Daha sonra savaş ve coğrafya üzerinde duracağı. En sonunda da Zygmund Bauman, Otto Hirchman gibi düşünürlerin görüşleri üzerinden toplum ve savaş arasındaki ilişkiye bakacağım.
Bölüm Kapağı: Thomas Cole - The Course of Empire (Destruction Painting, 1833)
11:27’deki müzik: Beethoven - Moonlight Sonata
23:57’deki müzik: J.S. Bach St. Matthew Passion, BWV 244 Part Two - No.47 Erbarme dich, mein Gott
35:32’deki müzik: Erik Satie - Gnossienne No.3
4/3/2022 • 44 minutes, 45 seconds
Platon'un Mağara Alegorisi - 2: Kitlesel Histeri
Serinin 2. Bölümünde Platon’un Mağara Alegorisi’ndeki yolculuğumuza devam ediyoruz.
Bu bölümde alegoriyi tersten değerlendireceğim. Nasıl ilk bölümde alegoriyi zihinsel perspektiften ele aldıysam, bu bölümde de toplumsal ve politik perspektiften değerlendirme çabam olacak. Değerlendirmelerim sırasında farklı konulara da temas edeceğim. Mesela bölümün başlığı olan kitlesel histeri olgusunu konuşacağım. Duning Kruger Sendromu’ndan bahsedeceğim. Hannah Arendt, Soren Kierkegaard gibi bazı filozoflar da konumuza dahil olacak. Ve tabi ki; Don’t Look Up filmini unutmadım. Yeri geldiğinde Don’t Look Up’tan da bazı referanslar vermeyi planlıyorum.
Bölüm Kapağı: Pieter Brueghel the Younge - Peasant Wedding Dance (1623)
13:55’teki müzik: Tchaikovsky - Variations on a Theme by Tchaikovsky, Op. 35A
29:10’daki müzik: Beethoven - Andante Favori WoO 57
33:25’teki müzik: Telemann - Viola Concerto in G major TWV 51 - G9
2/12/2022 • 44 minutes, 30 seconds
Platon'un Mağara Alegorisi - 1: Don't Look Up (Yukarı Bakma)
Bu 2 bölümlük podcast serisinde Platon’un meşhur “Mağara Alegorisi” üzerinden güncel konulara dair bazı düşüncelerimi paylaşacağım sizlerle. Bu serinin çıkış noktası son zamanlarda baya bir gündem olan film Don’t Look Up (Yukarı Bakma). Fakat bu podcast serisi, Don’t Look Up filmi üzerine kurguladığım bir seri değil.
Dünyada olan bitenlere bakın; elinizi nereye atsanız saplantılı ideolojiler, körü körüne inançlar, çıkarcı politikacılar ve bu politikacıları koşulsuz takip eden toplumlar görüyorsunuz.
Fakat 2300 yıl öncesine gittiğimizde, en azından felsefe gündeminin bugünkü gündemden çok da farklı olmadığını görüyoruz. Platon’un meşhur Mağara Alegorisi, insan aklının körlüğünü derin metaforlarla o dönem tartışıyor.
Serinin ilk bölümünde, yani bu bölümde Mağara Alegorisi’ndeki akıl ve zihin metaforlarına odaklanacağım. Konuyu bilimsel bir çalışma ve birkaç olguyla detaylandıracağım. İnsanların doğruluk ve bilgelik yolunda ilerlemek yerine neden hayatlarını saplantılı ideoloji ve düşüncelerle inşa ettiklerinin cevabını aramaya çalışacağım.
Bölüm Kapağı: Raphael – School of Athens (1509)
12:55’teki müzik: Frederic Chopin – Prelude in E Minor op 28 no 4
20:55’teki müzik: Frederic Chopin – Nocturne No.19 In E Minor, Op.72 No.1
27:45’teki müzik: Frederic Chopin – Nocturne op.9 No.2
1/23/2022 • 41 minutes, 31 seconds
Korku - 2: Bir Epikürizm Eleştirisi
Korku podcast serisinin 2. bölümünde filozof Epikür’ün düşünceleri üzerinden ilerliyorum. İlk bölümde korku olgusunu biyolojik perspektiften ele almıştım. Bu bölüm de ise korku olgusunu felsefi perspektiften irdeleyip günümüz şartlarına göre tartışmaya çalışıyorum. Değerlendirmelerimde Epikür’ün korku olgusu hakkındaki görüşlerine eleştirel bir yaklaşım sergiliyorum. Buradaki yegâne amacım, Epikür’ü eleştirmekten ziyade toplumsal yapının nasıl suni korkular yarattığını tartışmaya açabilmek.
Bölüm Kapağı: Arnold Böcklin - Self Portrait with Fiddling Death (1872)
12:05’teki müzik: Frederic Chopin - Mazurka No 41 In C Sharp Minor Op 63 No 3
23:05’teki müzik: Franz Schubert - Piano Trio in E flat, Op. 100 No.929
12/29/2021 • 32 minutes, 10 seconds
Korku - 1: Sadece Hayatta Kalma Dürtüsü mü?
2 bölümlük yeni podcast serisi ile karşınızdayım. Başlıktan da anlaşılacağı üzere; bu 2 bölüm boyunca “korku” olgusunu tartışacağım.
Hepimiz korkularımızla mücadele etmeye çalışıyoruz. Peki korku, önüne geçebileceğimiz, engel olabileceğimiz bir hissiyat mı?
Korku, temelde canlıların doğa şartlarında hayatta kalmasını sağlayan bir mekanizma. Fakat evrimsel sürece baktığımızda insanların hissettiği korkular, hayatta kalabilme dürtüsünü tetiklemekten çok daha karmaşık. Toplum yapısına geçtiğimizden beri korkuların yanına bir de farklı endişeler eklemiş olduk.
İlk bölümde, yani bu bölümde korkularımızı biyolojik, evrimsel ve toplumsal perspektiften tartışacağım.
İkinci bölümde ise Antik Yunan filozoflarından Epikür’ün korku üzerine düşüncelerini değerlendirip eleştirel bir yaklaşımla korku olgusunu irdeleyeceğim.
Bölüm Kapağı: James Sant - Courage, Anxiety and Despair; Watching the Battle (1850)
14:30’daki müzik: Mozart - Lacrimosa
23:30’daki müzik: Rachmaninoff - 14 Romances, Op. 34 No. 14
12/11/2021 • 33 minutes, 19 seconds
Bilgelik - 2: Seneca'nın Çelişkisi
İlk bölümü, “bilge kişi haksızlığa uğramaz” argümanıyla kapatmıştık. Seneca’nın bu argümanı üzerinden sentezlerimi çeşitlendireceğim bu bölüm.
Önce bilgelik yolcuğunda olgunluk ve cesaret olgularına bakacağım. Daha sonra konuyu, bu iki olgudan alıp bilgenin talih ve kadere bakışına taşıyacağım. Tabi paralelde bilgelik ve meta arasındaki ilişkiye ilk bölümden biraz daha farklı bir perspektiften bakmaya da çalışacağım.
Bölümün sonunda da değineceğim iki kısa alt başlık olacak. Biri Seneca’nın da bilgeliği üzerine kurguladığı denge yaklaşımı. Diğeri de bilgelik felsefesinin bile bir türlü kaçamadığı erkek hegemonyası. Bilgelik konusuna olduğu gibi erillik konusuna da eleştirel yaklaşımım olacak.
Bölüm Kapağı: Hendrick Bloemaert - An Old Man Reading (1636)
12:05’teki müzik: Mozart - String Serenade No.13 in G Major
22:35’teki müzik: Erik Satie - Gnossienne No.1
11/9/2021 • 29 minutes, 33 seconds
Bilgelik - 1: Seneca'nın Çelişkisi
İki bölüm olarak kurguladığım bu seride hayli iddialı bir konuyu tartışacağım. Serinin başlığından da görüldüğü üzere konumuz bilgelik.
Aristoteles, bilgelik yolunda ne yaparsanız yapın, iyi bir insan değilseniz, bilge bir kişi de olamazsınız diyor.
Bilgelik, aslında ulaşılabilecek bir nokta değil. Bilgelik, hayatımızın sonuna kadar devam eden bir yolculuk. Yüksek bir dağa tırmanıp zirveye ulaşabileceğimiz bir şey değil. Bilgeliğin amacı da bir hedefe ulaşmak değil zaten.
Konuyu Seneca’nın bilgelik konusundaki görüşleri üzerinden şekillendireceğim. Seneca, bilgelik konusunda önemli tespitleri olan ama yaşamı itibariyle bu tespitlerle çelişen bir düşünür. Aslında alt metinde tartışacağımız, safi bir bilge var mıdır yok mudur sorusuna en güzel örneklerden biri Seneca.
Bölüm Kapağı: Hendrick Bloemaert - An Old Man Reading (1636)
10:00’daki müzik: Bach - Unaccompanied Cello Suite No. 1 in G Major, BWV 1007 - I. Prélude
20:10’daki müzik: Bach - Keyboard Concerto No. 5 in F Minor, BWV 1056 - II. Largo
10/29/2021 • 26 minutes, 57 seconds
Espresso - 3: Fincandaki Kültür
Espresso podcast serisinin üçüncü yani son bölümüyle seriyi noktalıyoruz.
Bu bölümde, espressonun İtalya’daki günlük hayata nasıl entegre olduğunu ve kahve kültürünün İtalyan kültürüyle nasıl iç içe geçtiğini konuşacağız.
Aynı zamanda İtalya’daki kahve alışkanlığını Türkiye’deki kahve alışkanlığıyla karşılaştırma çabam olacak. Türkiye, Türk kahvesi itibariyle bir kahve ülkesi aslında. Fakat espressonun da çok talep görmediği bir ülke. Biraz bunun nedenlerine bakmaya gayret edeceğim.
Bölüm Kapağı: Prag’daki bir kahvecide kendi çektiğim fotoğraf (Kaya Ulusay)
11:30’daki müzik: Eros Ramazzotti - Più Bella Cosa
9/29/2021 • 27 minutes, 9 seconds
Espresso - 2: Tarihten Fincana
Espresso podcast serisinin ikinci bölümüyle devam ediyoruz.
Hikayemiz, Achille Gaggia’nın 1947 yılında piyasaya sürdüğü inovatif espresso makinesinden sonraki süreçle devam ediyor. Tarihi süreci bu bölümün ilk yarısında tamamladıktan sonra bölümün kalan yarısında da kaliteli bir espreossuyu oluşturan kıstaslara bakacağız. Bu kıstasları hem tat açısından hem İtalyan kültüründen referanslar vererek aktarmaya çalışacağım.
Seriyi iki bölüm olarak tasarlamıştım ama daha düzenli olması ve dinlerken sizi yormaması için konuyu üç bölüme ayırmayı daha mantıklı buldum.
12:45’teki müzik: Jack Jezzro – Oh Maria (Italian instrumental version)
9/23/2021 • 23 minutes, 11 seconds
Espresso - 1: Endüstri Devrimi'nin İtalyan Kahvesi
İki bölümlük bu podcast serisinde dünyanın en yoğun ve aromatik kahvelerinden biri olan (belki de en yoğunu) espressoyu konuşacağım.
Espresso, bu kadar popüler olmasına rağmen aslında kahve tarihinde oldukça yeni bir içecek. Espressoyu özel kılan diğer bir detay da tarihte bu kadar yeni olup aynı zamanda kahve kültürü açısından bu kadar dominant olması.
Bu bölümde kahve tarihine çok kısa değinip yönümüzü espressonun tarihine çevireceğiz. Yani espresso dediğimiz kahve ne zaman ortaya çıktı ve nasıl popüler olmaya başladı, buna bakacağız. Tabi espressonun tarihini konuşurken espresso makinelerine değinmemek mümkün değil çünkü espressoyu espresso yapan bu makinelerin tarih sahnesindeki gelişimleri. İlk bölümdeki yolculuğumuz 1950’lere kadar uzanacak.
Bölüm Kapağı: Clive Coffee
10:30’daki müzik: Andrea Bocelli - Con Te Partiro
19:48’deki müzik: Ornella Vanoni - Dettagli
31:55’teki müzik: Placido Domingo - Nessun Dorma
9/18/2021 • 40 minutes, 11 seconds
Su Krizi - 2: Türkiye'deki Durum ve Stoa Felsefesi Üzerinden Yorumlar
Su krizi ile ilgili podcast serisinin ikinci ve son bölümünün başlığından da anlaşılacağı üzere; öncelikle Türkiye’nin içinde bulunduğu su krizini güncel rakamlarla değerlendireceğim. Daha sonra Stoa felsefesinin doğa ve akıl arasında kurduğu ilişkiye bakacağım. Bu sayede “insanın doğaya karşı sorumluluğu nedir?” sorusunun cevabını aramış olacağız. Bölümün en sonunda da tüm bu anlattıklarıma dayanarak kişisel yorumlarımı sizlerle paylaşacağım.
10:45’teki müzik: Abel Korzeniowski – Come, Gentle Night
20:50’deki müzik: Eleni Karaindrou – By The Sea
30:40’taki müzik: Johann Sebastian Bach – Adagio
8/20/2021 • 42 minutes, 16 seconds
Su Krizi - 1: Ellerimizle Yarattığımız Felaket
İnsanın içini karartan ama bir an önce yüzleşip çözümler üretmemiz gereken kritik bir konuyla karşınızdayım.
Su krizi!
Türkiye’de ve dünyada yaşanan seller, orman yangınları, kuraklık artık doğanın alarm verdiğinin göstergesi. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişikliği beraberinde su krizini de getiriyor.
Buradaki kritik nokta şu; bu iklim krizini ortaya çıkaran bizleriz, başka bir faktör değil. Suçluyu başka yerde aramaya gerek yok. Neden olduğumuz bir krizin içinde de adeta boğuluyoruz.
Bu konuyu iki bölümlük bir podcast serisi olarak tasarladım:
Bu bölümde su krizini dünya çapındaki önemli ve çarpıcı rakamlarla değerlendirmeye çalışacağım. Böylece krizin ne kadar büyük boyutlarda olduğunu ve geleceğimizi tehdit eden bir seviyeye geldiğini hep beraber göreceğiz.
Serinin ikinci bölümünde yani bir sonraki bölümde ne konuşmayı planlıyorum onu da hemen aktarayım. İkinci bölümde su krizinin Türkiye’deki boyutuna değineceğim. Devamında Stoa felsefesinin insan, doğa ve akıl ile kurduğu ilişkiye bakıp su krizine neden olan tutumumuz üzerine konuşacağım.
8/8/2021 • 38 minutes, 13 seconds
Umwelt ve Öz Algı Teorileri: Marcus Aurelius Üzerinden Eleştiriler
Bu podcast bölümünde farkındalık konusunu; daha önceki bölümlerden çok daha farklı bir yol izleyerek, iki akademik teori ve sonrasında Stoa felsefesinin en önemli figürlerinden Marcus Aurelius’un düşünceleriyle işleyeceğim
İlk önce Umwelt Teorisi ile başlayacağım. Bu teori felsefeden biyolojiye, nöro-bilime kadar tartışılan bir teori. İkinci kısımda da Sosyal psikolog Daryl Bem’in Self Perception Theory’si üzerinde duracağım. Türkçe’siyle Öz Algı Teorisi.
Bu iki teoriyi detaylandırıp üzerine konuştuktan sonra son kısımda Marcus Aurelius’un düşünceleri üzerine yoğunlaşacağım.
Aurelius’un 2000 yıldır farkındalık olgusu için dediği gibi:
““Düşünceleriniz ne ise yaşamınız da odur. Yaşamınızın gidişatını değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi de değiştirmelisiniz.”
Bölüm Kapağı: Virgil Elliott - Self portrait with two mirrors
12:35’teki müzik: Olivia Belli - Upland
23:40’taki müzik: Jef Martens - Le vent d'été
7/17/2021 • 33 minutes, 33 seconds
Boğulmuş Dev: Metaforlar Üzerine
Bu podcast bölümünde farklı bir format ile karşınızdayım. Netflix’te yayınlanan Love, Death & Robots (Aşk, Ölüm ve Robotlar) isimli animasyon serisinin “The Drawned Giant” bölümü üzerine konuşacağım. The Drawned Giant (Boğulmuş Dev); varoluş, ölüm, yaşam ve toplumsal dejenerasyon gibi önemli konular hakkında sert metaforlar içeriyor.
Özellikle ölüm ve yaşam metaforlarını, Socrates’in felsefesi ve Epiktetos’un Stoacı yaklaşımı ile yorumlamaya çalışacağım. Bölümün metaforlarını incelerken Colossus heykelinin tarihi hikayesine ve güncel konulara da değinerek belli çıkarımlarda bulunacağım.
09:45’teki müzik: Red Garland - Stormy Weather
17:40’taki müzik: Dexter Gordon Quartet - Cry Me a River
25:30’daki müzik: Art Pepper - You Go To My Head
6/24/2021 • 31 minutes, 45 seconds
İrade ve Düşünce Özgürlüğü - 2: Spinoza'nın İfade Özgürlüğü
Serinin 2. Bölümü ile devam ediyoruz. Özgür irade konusunu ilk bölümde temellendirdikten sonra bu bölüm ifade özgürlüğünü tartışıyorum. Konu çok geniş olduğu için felsefi boyutunu düşünür ve filozof Baruch Spinoza’nın düşünceleri ile sınırlandıracağım.,
Öncelikle özgürlük kavramına değineceğim. Hem Spinoza hem de Thomas Hobbes’un görüşleri üzerinden belli sentezler yapmaya çalışacağım. Sonrasında Spinoza’nın ifade ve düşünce özgürlüğü felsefesine odaklanacağım. Konuyla ilgili kendi fikirlerimi, serinin ilk bölümünden farklı olarak; bu sefer bölüm ilerledikçe paylaşacağım.
Bölüm Kapağı: Freedom of Speech - Norman Rockwell (1894 - 1978)
08:20’deki müzik: Handel - Sarabande
21:10’daki müzik: Schumann - Kinderszenen, Op. 15 - 7. Träumerei
31:07’deki müzik: Tchaikovsky - Variations on a Rococo Theme, Op. 33 for cello and orchestra Var. VI Andante
5/30/2021 • 39 minutes, 15 seconds
İrade ve Düşünce Özgürlüğü - 1: Özgür İrade Çelişkisi
Özgür irade var mı yok mu sorusu insanlık tarihi boyunca cevabı bulunmaya çalışılan bir soru. Varoluşumuza dair bir soru aslında bu. Haklı da bir soru çünkü insan hayatı, özgür olabildiğimiz, özgür düşünebildiğimiz sürece bir anlam kazanıyor.
Bu iki bölümlük serinin ilk bölümünde özgür irade konusunu tartışacağım. Özgür irade konusunu tartışarak aslında serinin ikinci bölümüne zemin hazırlamaya çalışacağım. İkinci bölüm ifade özgürlüğü hakkında olacağı için özgür iradeyi tartışmamız elzem.
Konu çok kapsamlı olduğu için tarihte kısa bir yolculuk yapacağız. Belli filozofların ve düşünürlerin, konu hakkında düşüncelerini kronolojik olarak detaylandıracağım. Böylece özgür irade konusundaki düşünceler tarih sahnesinde şekillerken, ben de kendi düşüncelerimi şekillendirmeye çalışacağım. Arada genel çıkarımlar yapmaya da gayret edeceğim ama kişisel çıkarımlarımı bölümün sonunda yapacağım.
Bölüm Kapağı: Caravaggio - The Cardsharps (1594)
09:27’deki müzik: Peter Sandberg - Got that feeling
19:39’daki müzik: Brad Mehldau Trio – Friends
4/25/2021 • 27 minutes, 43 seconds
Kaos Teorisi - 2: Karmaşanın Düzeni
Kaos Teorisi podcast serisinin 2. bölümünde, teorinin hem bilimsel hem de felsefi bağlamda detayına girmeye çalışacağım.
Bölüm boyunca şöyle bir yöntem izlemeyi planlıyorum:
1) Önce Kaos Teorisi’nin zaman ve olay örgüsüyle olan ilişkisine bakacağım.
2) Daha sonra bu konuyu bir takım somut örneklerle genişletmeye çalışacağım. Amacım ilk bölümde bahsettiğim doğrusal ve doğrusal olmayan sistemlerin karşılaştırmasını yapabilmek.
3) Son olarak da işin felsefe tarafına bakmayı planlıyorum. Kişisel çıkarımlarım ve yorumlarım da bölümün bu son kısmında olacak.
Bölüm Kapağı: Hugo Vilson – Untitled painting about chaos
07:02’deki müzik: Bach - Zion Hort Die Wachter Singen (Zion Hears the Watchmen)
15:36’daki müzik: Karl Jenkins - Adiemus
22:33’teki müzik: Bach - Violin Concerto No.2 in E Major BWV 1042
3/28/2021 • 35 minutes, 12 seconds
Kaos Teorisi - 1: Bir Kelebeğin Kanat Çırpışı
Bu 2 bölümlük Podcast serisinde Kaos Teorisi’ni, popüler ismiyle Kelebek Etkisi’ni konuşacağız.
Bu bölümde, yani ilk bölümde Kaos Teorisi’nin bulunuşuna doğru giden tarihsel süreçte bir yolculuk yapacağız. Bu süreci bilmek, teorinin hem felsefi hem de bilimsel boyutunu irdeleyebilmek için elzem çünkü Kaos kelimesinin zihnimizdeki çağrışımları ve teorinin kendisi insan denen canlıyla birebir ilişkili.
Böylece belli çıkarımlar yapmaya çalışacağımız 2. bölüm için gerekli alt yapıyı da kurulmuş olacak.
Kaos Teorisi, matematikçi ve meteorolog Edward Norton Lorenz’in bir deney esnasındaki keşfi ile bilimsel literatüre ciddi şekilde giriş yapıyor. Hatta kelebeğin kanat çırpışı üzerinden yapılan analoji de direkt Lorenz’e ait.
Peki, kelebeğin kanat çırpışı kadar küçük bir şey, hiç ummadığımız bir etki yaratıp büyük sonuçlara neden olabilir mi?
11:10’daki müzik: Bach - Violin Concerto No.1 In A Minor, BWV 1041 I Allegro moderato (Daniel Lozakovich version)
22:05’teki müzik: Beethoven - Moonlight Sonata, III Presto Agitato (Valentina Lisitsa version)
3/21/2021 • 30 minutes, 25 seconds
Yenilenebilir Enerji: Erdem Başgül ile Hukuki Perspektiften Bakış
Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri etkisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Türümüzün doğaya verdiği korkunç tahribatın sonuçları da hem bizim için hem de bu dünyayı paylaştığımız diğer canlılar için çok tehlikeli bir boyuta ulaştı. Bunun sonucunda da herkesi ilgilendiren büyük bir iklim felaketinin eşiğindeyiz aslında.
Bu yüzden yenilenebilir enerji konusu daha da önemli bir hale gelmiş durumda. Hatta bir gereklilik haline geldi dememiz yanlış olmaz.
Bu bölümde Avukat Erdem Başgül ile yenilenebilir enerjiyi hukuki perspektiften ele alacağız. Kendisi birçok yenilenebilir enerji projesinde yer almış deneyimli bir avukat.
Tabi küresel ısınma ve yenilenebilir enerji konuları çok geniş, bir yanda da çok teknik bir içeriğe sahip. O yüzden sohbetimizi Erdem’in hukuki eksendeki bilgileri üzerinden şekillendireceğiz. Yenilenebilir enerji hakkında bazı genel konulara bakacağız ve çıkarımlar yapmaya çalışacağız.
3/6/2021 • 28 minutes, 44 seconds
Kendini Bilmek ve Akıl: Sokrates ve Aristoteles'in İzinde
“Sorgulanmadan geçen bir hayat yaşamaya değer olmayan, boşuna yaşanmış hayattır.”
Sokrates’in bu sözü; kendini bilmek felsefesinin özünü yansıtır.
Kendini bilmek, insanın kendiyle yüzleşmesi, tanıması, eksiklerinin farkında olması; varoluş sebebini anlamaya çalışması aslında. Bu varoluş arayışında insanın kendisi hakkında farkına varacağı, çözümüne ulaşacağı şeyler, ellerimizle yarattığımız birçok toplumsal ve çevresel sıkıntının da çözümüne yönelik temelleri oluşturuyor.
Kendini bilme yolunda, insanın aklına başvurması gerekiyor. Akıl insanın en kuvvetli özelliği ama bir yandan da hala derinliklerini keşfedemediğimiz bir olgu. Aklın derinliklerine ne kadar inersek; kendimizin de o kadar farkında olabiliriz.
Bu bölüm özelinde akıl denen olguyu Aristoteles’in perspektifinden inceleyip kendini bilmek felsefesinin temeline inmeye çalışacağım.
08:45’teki müzik: Vivaldi - Concerto for Strings and Basso Continuo in D Minor, RV 128 II. Largo
14:55’teki müzik: Vivaldi - Sinfonia in E Major, RV 132 I. Allegro
21:20’’deki müzik: Vivaldi - Winter
29:10’daki müzik: Vivaldi - Storm
2/21/2021 • 36 minutes, 15 seconds
Gulaş: Tarihte Yolculuk Eden Çorba
Bir yemeğin tarih sahnesindeki yolculuğu, insanlık tarihi konusunda da çok enteresan okumaların yapılmasına yardımcı olacak kadar derin. Her bir yemeğin hikayesi birbirinden farklı ve akla gelmeyecek detayları barındırıyor.
Macaristan’ın sembolik yemeği gulaş çorbası da böylesi derin bir hikaye barındırıyor.
Gulaş çorbası, yemek kültürünün insanlık tarihi boyunca nasıl değiştiğini, kültürel etkileşimlerin sadece toplumları değil aynı zamanda yemekleri de nasıl değiştirdiğini adım adım gözlemleyebileceğiniz bir çorba. Sırf gulaş çorbasının malzemelerine bakarak Avrupa ve Osmanlı tarihine dair detayları öğrenebiliyorsunuz.
Tabi işin bir de yemek milliyetçiliği tarafı var. Dediğim gibi gulaş, bir Macar çorbası ama bir yemeğin varlığı milliyet denen unsurdan mı kaynaklanıyor yoksa tarih boyunca kültürlerin bir potada eriyip ortaya çıkardığı şeyden mi? Bu sorunun cevabını da bu bölüm özelinde aramaya çalışacağız.
07:35’teki müzik: Hungarian Folk Songs - Szep asszonynak kurizalok Gyorscsardas
19:35’teki müzik: Johannes Brahms - Hungarian Dance No. 5
1/31/2021 • 26 minutes, 36 seconds
Düşünmek ve Okumak - Schopenhauer yanılıyor mu?
Düşünmek insanın en önemli yetisi, zorunlu bir yaşam koşulu. Bu sadece alelade bir eylem değil; aynı zamanda sistematik bir bilişsel ve biyolojik süreç gerektiren çok önemli bir yeti.
Düşünme eyleminin mana kazanması için, zihnin bilgi dağarcığının da farklı perspektiften bir çok bilgi ile beslenmesi gerekiyor. Bunun da en temel yolu; 5000 yıl önce bulunan yazının ortaya çıkardığı okuma eylemi ile mümkün.
Fakat Schopenhauer’e göre kitap okumak, derin düşünmeyi engelleyen bir eylem.
Bu bölüm, düşünmek ve okumak arasında kurduğu ilişkiyi ele alıp Schopenhauer’in fikirlerini çürütmeye çalışacağım.
Bu eleştirel yaklaşımımı Immauel Kant, Thales ve Socrates’in de felsefeleriyle zeginleştirerek okumanın, düşünme eylemiyle nasıl ayırlamaz bir bütün olduğunu incelemeye çalışacağım.
Buna ek olarak; iki bilimsel deney de konumuzun parçalarından olacak.
Bu sınırlar dahilinde incelemeye çalışacağım üç olgu var. Kitap okumanın, sorgulamanın ve kendini bilmenin düşünme eylemiyle olan ilişkisine bakacağım.
Bölüm Kapağı: Charles Edward - Girl Reading, 1878 (oil on canvas)
08:05’teki müzik: Johann Sebastian Bach - Orchestral Suite No. 3 D-dur (BWV 1068)
15:25’teki müzik: Vivaldi - The Four Seasons, Concerto No. 3 in F Major, RV 293 Autumn I. Allegro
21:25’teki müzik: Mozart - Violin Concerto No. 5 in A major, III Rondo - Tempo di minuetto
1/8/2021 • 28 minutes, 50 seconds
Neoliberalizm - 3: "Modern" Devlet ve Emek Değer Teorisi
Neoliberalizm podcast serimizin son bölümü, günümüz “modern” devlet yapısı hakkında. Günümüz devlet yapıları, modernizm adı altında neoliberal sistem ve sermaye ile iç içe geçmiş, ulus şirketlere dönüşmüş durumda.
Bu bağlamda konumuzu Karl Marx’ın Emek Değer Teorisi üzerinden detaylandıracağım. Marx üzerinden yapacağım çıkarımları da Hannah Arendt, Adam Smith ve Immanuel Wallerstein’ın düşünceleriyle zenginleştirmeye çalışacağım.
Neoliberal devletler ve şirketlerin çıkar ilişkileri, insan doğasının nepotizme yatkınlığı, emek sömürüsü ve gelir eşitsizliği de bölümümüzün alt başlıkları.
12:35’teki müzik: Beethoven - 5th Symphony
25:25’teki müzik: Chopin – Nocture No:20 in C Sharp Minor
12/27/2020 • 37 minutes, 17 seconds
Neoliberalizm - 2: Bir Özgürlük Yalanı
Neoliberalizm podcast serisinin 2. bölümüyle devam ediyoruz.
Bu bölümde, neoliberalizme sosyolojik ve felsefik perspektiften, olabildiğince provokatif bir şekilde bakmaya çalışacağım.
Bölümün iskeletini Güney Koreli Felsefeci Byung Chul Han’ın görüşleri üzerine inşa etmeye çalışacağım. Byung Chul Han’a göre neoliberalizm, sınıfsal yapıları yok edip herkesi sermaye ve ideolojiler için köleleştiren bir doktrin.
Bunu yapmak için de hayatlarımızda sosyal medya, kariyer, prestij ve alım gücü gibi yanılsamalar yaratarak insanların gönüllü köleler olmasını sağlıyor.
Bölüm Kapağı: Agnolo Bronzino – Venus, Cupid, Folly and Time (1545)
10:55’teki müzik: Chopin - Prelude No.4 in E minor, Op.28 No.4
21:15’teki müzik: Schubert – Serenade
12/13/2020 • 31 minutes, 51 seconds
Neoliberalizm - 1: Tarihsel Karmaşa
İki bölümlük bir podcast serisiyle devam ediyoruz.
Biliyorsunuz son zamanlarda Neoliberalizm en çok tartışılan konulardan biri oldu. Tabi bu tartışmanın tekrar alevlenmesinin temel nedenlerinin başında Covid-19’un dünya çapında yarattığı ekonomik sıkıntılar geliyor. Günümüz küresel ve neoliberal düzeninde, pandeminin sıkıntıları hem ekonomik kırılganlığı hem de sınıfsal eşitsizlikleri birden bire yüzümüze çarpıverdi.
Peki neoliberalizm nedir?
Neoliberalizmin tam bir tanımı yok aslında. Ya da yapılan yaklaşıma göre değişkenlik gösteren çeşitlenen birden fazla tanımı var. Özellikle bu durum benim ilgimi çekiyor çünkü bir kaba, çerçeveye oturtulamayan bir olgu bu; böylesi bir şey ya çok hızlı form değiştiriyordur ya da bir organizma gibi şartlara uyum sağlıyordur.
Neoliberal doktrinin anlaşılabilmesi için tarihsel sürecin de bilinmesi elzem.
O yüzden İki bölümlük serininin bu ilk bölümünde, Neoliberalizme giden tarihsel süreci anlatmaya çalışacağım.
10:35’teki müzik: Tchaikovsky - Swan Lake Op. 20, Act II No. 10, Scene
18:20’deki müzik: Gabriel Fauré - Apres un Reve
26:30’daki müzik: John Sebastian Bach - Yo Yo Ma, Matthäus Passion, BWV 244 Erbarme dich mein Gott
12/5/2020 • 34 minutes, 12 seconds
Deprem: Prof. Dr. Reşat Ulusay ile Söyleşi
Jeoloji mühendisi Profesör Doktor Reşat Ulusay ile Türkiye’nin bitmeyen gündemi olan deprem konusunda bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bu bölümü benim için özel kılan detay, Reşat Hoca’nın babam olması.
Kendisi Eylül 2019’dan bu yana Uluslararası Kaya Mekaniği ve Kaya Mühendisliği Birliği’nin başkanlığı görevini sürdürmekte. Bu göreve getirilen ilk Türk ünvanının da sahibi.
Haziran 1975 ve Aralık 1995 arasında Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü’nde mühendislik jeolojisi ve jeoteknik konularında çalıştıktan sonra 1995 Aralık’tan Eylül 2019’a kadar Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı.
Uluslararası dergilerde ve kongre kitaplarında yayımlanmış 200’den fazla makale ve bildirinin yanı sıra, 85 adet ulusal makalenin ve bildirinin yazarlarından kendisi.
Depremi çok değişik yönleriyle, alışılmışın dışında bir tarzda, bilimsel bir yaklaşımla ele aldık. Deprem konusunda yapılması gerekenlerin de kapsamlıca tartışıldığı bir röportaj oldu.
11/17/2020 • 1 hour, 5 minutes, 31 seconds
Old Fashioned Kokteyli ve Kadınların Yükselişi
Kokteyl kültürünün geldiği nokta çok ışıltılı da olsa, tarih sahnesinde gözardı edilen ya da pek bilinmeyen karanlık bir sayfa var: Kadınların barlarda barmeyd olarak çalışabilmek için cinsiyet ayrımcılığına karşı verdikleri zorlu savaş.
Bu bölümde, benim en sevdiğim kokteyl olan Old Fashioned’ın tarihi üzerinden barmeydlerin eril toplum yapısına karşı nasıl başkaldırdıklarını anlatacağım.
Neden Old Fashioned üzerinden bir anlatı yapıyorsun diye soranlar olabilir. Old Fashioned, kokteyl tarihinde yaşananların tamamına tanıklık eden yegane kokteyl. Detayları da bölümü dinleyenlere saklayalım :)
Bölüm Kapağı: Old Fashioned (credit Steele House Kitchen)
10:00’daki müzik: Ella Fitzgerald and Louis Armstrong - Can't Take That Away From Me
21:20’deki müzik: Diana Krall - If I Had You
10/29/2020 • 29 minutes, 4 seconds
Kol Saatleri: Geleneksel ve Yeninin Savaşı
Dijitalleşen dünyaya karşı inatla direnen bir sembol gibi geleneksel saatler. Akıllı saatlerin ulaştığı popülerliğe rağmen hala varlıklarını ve ağırlıklarını saat pazarında devam ettiriyorlar.
Bu bölümde; kol saatinin genel tarihi, büyük İsviçreli firmaların saat piyasasına nasıl adapte olduğu ve dijitalleşme yolunda değişen trendlerle nasıl mücadele ettiğine bakacağız.
Geleneksel kol saatlerinin aksesuardan öte, mühendislik olarak büyüleyici bir tarafı var. Bir de saatin zaman denen olguyla ilişkisi çok enteresan ve cezbedici. Kolunuzda durduramadığınız, donduramadığınız ya da geriye alamadığınız bir şeyin ilerleyişini görüşüyorsunuz. Aslında zamanı fiziksel olarak düşünmek istediğinizde aklınızda beliren yegâne şey akrep ve yelkovan. Çok soyut ama bir yandan hayatınızın en önemli olgularından birini kolunuzda taşımak enteresan bir duygu.
07:33’teki müzik: The Hours (Movie Soundtrack) - Philip Glass
19:40’taki müzik: Interstellar (Movie Soundtrack) - Hans Zimmer
10/11/2020 • 32 minutes, 58 seconds
Sinema ve Distopya
Sinema tarihine baktığımız vakit, özellikle son 30 yılda sayısız distopya filmi görüyoruz. İnsanlığın yok olduğu, bir sürü felaketin gerçekleştiği, robotların dünyaya ele geçirdiği, hatta uzaylıların istilasını konu alan; hep insanın canını sıkan, gelecekte sürekli ıstırap çekileceğini gösteren filmler.
Distopyaya büyük bir ilgi var ki, film sektörü de ticari kaygılar doğrultusunda distopik filmler çekiyor. Yani izleyicinin bu tarz filmlere büyük bir ilgisi ve talebi var.
İşte bu bölüm cevabını aramaya çalışacağımız soru tam olarak şu:
Neden distopik filmlere bu kadar ilgi duyuyoruz?
Neden sinemada güzel, mutlu şeyler izlemek yerine acıyı, korkuyu, felaketi görmek bizi bu kadar cezbediyor?
Bölüm isketeli şu şekilde olacak: Önce Ütopya ve Distopya fenomenine bakacağız. Sonra Sinema tarihindeki distopya filmlerine değineceğiz ve en son az önce sorduğumuz sorular için çıkarımlar yapacağız.
Bölüm Kapağı: Blade Runner 2049 artwork - Matt Ferguson
06:00’daki müzik: Sweet Sorrow - Ataneres Ensemble
11:47’deki müzik: Schindler's List Soundtrack - Main Theme
24:00’teki müzik: Tchaikovsky Six Pieces, Op. 51, TH 143 - 6. Valse Sentimentale - Daniel Lozakovich
9/25/2020 • 34 minutes, 41 seconds
Kültür Evrimi - 2: Semboller ve Birikim
İki bölümden oluşan Kültür Evrimi Serisi’nin ikinci bölümünde; kültür evrimini sosyolojik, felsefik ve simgesel perspektiften inceleyerek belli çıkarımlar yapmaya çalışıyorum.
Bu bölümde varmak istediğim nokta, bireyin kültür evrimine katkısı nedir sorusunu sentezlemek.
O zaman şu soruyu sorarak bölüme başlayabiliriz:
Birey olarak kültür evriminin neresindeyiz?
Bölüm Kapağı: Jean Baptiste Simeon Chardin - Monkey Artist
07:50’deki müzik: That's All - Bill Evans
20:25’teki müzik: How Deep Is the Ocean - John Coltrane
29:05’teki müzik: The Shadow of Your Smile - Eddie Harris
9/12/2020 • 40 minutes, 41 seconds
Kültür Evrimi - 1: Biyolojik Evrimin Ötesi
İki bölümden oluşan Kültür Evrimi Serisi’nin bu ilk bölümünde, kültür evriminin biyolojik evrimle olan ilişkisini inceleyerek belli çıkarımlar yapmaya çalışıyorum.
Davranışlarımız, konuştuğumuz dil, inançlarımız, ideolojilerimiz, teknoloji, moda, sanat ve daha aklınıza ne gelirse, hepsi kültürün ve kültür evriminin bir parçası.
Kendi ellerimizle yarattığımız kültür, birçok faktörden beslenerek hem bizim hem de çevremizdeki canlıların biyolojik evrimine kadar müdahale ediyor.
Peki kültür evrimi kalıtsal ve biyolojik faktörlerle nasıl bir ilişki içerisinde?
Bölüm Kapağı: Space Monkey Art
09:14’teki müzik: Sereste – Rosenberg Trio
13:54’teki müzik: Bossa Dorado - Rosenberg Trio
19:25’teki müzik: Autumn Leaves – Chet Baker
8/30/2020 • 30 minutes, 57 seconds
Nezaket: Kabalığın Gölgesindeki Yaşam Biçimi
Günümüz toplumları nezaketi ya da kibarlığı bir zayıflık, güçsüzlük ibaresi olarak algılıyor. Hatta kabalığın, nezaketsizliğin kutsandığı, takdir edildiği bir dönemden geçiyoruz.
Siyasette, iş yerlerinde, kamuda, ailede; yani makro ölçekten mikroya kadar kötü söz, kabalık bu anlamda aklınıza ne gelirse mevcut.
Böylesi bir ortamda kibar olmak, nazik olmak ne yazık ki kişisel bir seçim haline geldi.
Peki nezaket fenomeni tam olarak nedir?
Bilimsel teoriler nezaketi bilişsel olarka nasıl ele alıyor?
İnsanlar niye nezaket yerine kabalığı seçiyor?
Dilim döndüğünce bu soruların cevaplarını arıyorum.
Bölüm Kapağı: The Surrender of Breda - Diego Velázquez (1635)
09:30’daki müzik: Anna - Gary Alesbrook
19:52’deki müzik: Living for the Love - Trio from Rio
8/13/2020 • 28 minutes, 23 seconds
Şiddetin Tarihçesi: Varoluşsal Bir Lanet
Martin Luther King’in dediği gibi:
“Şiddet sadece geçici zaferler kazandırır; sosyal sorunları çözmekten çok onları arttırır, asla kalıcı barışı getirmez.”
Fakat insan şiddet dolu bir dünyanın ürünü. Genetiğimize işlemiş şiddet, ellerimizle yarattığımız toplumsal yapı, ahlak ve inanç düzleminde doğadakinden çok daha farklı bir forma evrildi. Çeşitlendi ve kitlesel bir sapkınlığa döndü.
Bu bölümde şiddetin karanlık derinliklerine iniyoruz.
Bölüm Kapağı: Revolt in Cairo - Anne-Louis Girodet (October 21, 1798)
08:43’teki müzik: Max Richter - On the Nature of Daylight
20:07’deki müzik: Dvorák - Serenade for Strings in E Major, Op. 22, B. 52 II. Tempo di valse
29:05’Teki müzik: Carmina Bruna – O Fortuna
7/26/2020 • 35 minutes, 56 seconds
Varoluş Sıkıntısı: Bir Schopenhauer Kötümserliği
Schopenhauer, varoluşumuzdaki tek gerçekliğin çektiğimiz ıstıraplar olduğunu söyler. Hatta ıstırap faktörünü yok ettiğimiz vakit, varoluşumuz dünyadaki en gereksiz ve uygunsuz şeydir.
Schopenhauer’in böyle düşünmesinin belli nedenleri var tabi. Kendisi, nereye baksak, acı, yoksulluk, hırs, öfke, doyumsuzluk ve daha birçok olumsuzlukla karşılaştığımız söylüyor. Sorduğu temel soru da şu aslında:
Istırapla bezenmiş bir hayata kim gelmek ister ki?
Bu bölümü Schopenhauer’in kötümserliği üzerine inşa edip Thomas Hobbes, John Locke ve Rousseaue gibi düşünürlerin de katkısıyla bir takım çıkarımlar yapmaya çalışacağım.
Bölüm Kapağı: La Zattera della Medusa - Théodore Géricault (1818)
08:35’teki müzik: Bolero - Julian Arcas
11:40’taki müzik: Ryan Taubert - Becoming Human
7/12/2020 • 24 minutes, 5 seconds
Yapay Zeka ile Senaryo Yazmak: Film ve Dizi Endüstrisi Üzerine
Yapay zeka, bir insan gibi dizi ya da film senaryosu yazabilir mi?
Büyük veri ve yapay zeka, Netflix gibi streaming platformları tarafından nasıl kullanılıyor?
Bu bölümde, özellikle bu iki sorunun cevabını arıyoruz.
05:55’teki müzik: Sibelius 13 Pieces for Piano, Op.76 - 2. Etude
12:44’teki müzik: Max Richter - Written On The Sky
21:40’taki müzik: Antonio Vivaldi - Storm
İnsan en olumsuz durumlara adapte olabiliyor. En yakını ölse bile bir şekilde hayata tutunmayı beceriyor.
Hatta pandemi sürecinin normalleşme safhasında sanki salgın hiç yaşanmamış gibi bir anda normal yaşantısına dönebiliyor.
Peki, olumlu ya da olumsuz olaylar bu kadar hızlı nasıl kanıksıyoruz?
Hedonik Adaptasyon Teorisi bu sorunun cevabını arıyor.
Bölüm Kapağı: Gerrit van Honthorst - Happy Violinist with a Glass of Wine (c. 1624)
05:42’deki müzik: Haendel – Sarabande
19:10’daki müzik: Chopin - Nocturne E Flat Major Op.9 No.2
6/13/2020 • 23 minutes, 1 second
Maske Takmak ya da Takmamak, İşte Bütün Mesele Bu!
Korona Virüs’ün pandemiye dönüşmesiyle tıbbi maskeler de hayatımızın zorunlu bir parçası haline geldi.
Peki tıbbi maskeler diğer pandemilerde de kullanılmış mıydı?
Bu bölümde kısa bir yolculuğa çıkıp tarihte maskenin (özellikle tıbbi maskenin) yerine bakıyoruz.
Bir yandan da bazı insanların niye ısrarla maske takmak istemediklerini incelemeye çalışıyoruz.
Bunları incelerken pandemi tarihine de göz atıyoruz tabi.
Kapak resmi: Paul Fuerst – Der Doctor Schnabel von Roma (The Plague Doctor 1656)
11:12’deki müzik: Dvorák - Serenade for Strings in E Major, Op. 22, B. 52 II. Tempo di valse
17:36 ve 19:21’deki müzik: Joep Beving - Sleeping Lotus
5/31/2020 • 28 minutes, 26 seconds
Marka: CEO'lara ve Çalışanlara Hükmeden Güç
Marka, çalışan ve yönetici tarafında bir metadan öte, hükmeden, kontrol eden hatta yöneten ilahi bir güce dönüşmüş durumda.
Bu bölümde markalaşmanın (ya da şirketleşmenin) tüketici tarafına değil, çalışan tarafına bakacağız.
Yönettiğimizi düşündüğümüz şirketler ya da büyük markaları cidden biz mi yönetiyoruz?
Yoksa ellerimizle yarattığımız markalar bizleri mi yönetiyor?
Dizi repliği: Madmen
16:33'teki müzik: Vivaldi - Four Seasons (Winter)
5/24/2020 • 22 minutes, 41 seconds
Vikingler ve Cinsiyet Eşitliği - 2: Kadın Savaşçılar
Kadın Viking savaşçılar gerçekten var mıydı? Dizi ve filmlerdeki gibi erkekleri peşlerinden sürükleyip savaş meydanlarında korku salıyorlar mıydı?
Çoğumuz Vikings dizisinin Lagertha’sı ya da The Last Kingdom’un Brida’sı gibi Viking kadınlarının savaş meydanlarında cenkleştiğini hayal ediyoruz.
Fakat tarihi gerçekler popüler kültürün bize sunduklarıyla örtüşüyor mu?
Bu konu üzerinde son dönem bilimsel çalışmalar çok etkileyici ve şaşırtıcı nitelikte.
Konunun çözümlemesini aşağıdaki sırayla yapıyorum:
- Viking kadınlarının gündelik hayattaki rolleri
- Paganların dini ritüellerinde kadın figürü
- Tarihi kaynaklar
- Arkeolojik bulgular
Kapak resmi: Valkyrian - Peter Nicolai Arbo (1869)
05:40’taki müzik: Fólkvangr - Nordic Viking Music
10:50’deki müzik: Danheim - Berserkir
5/17/2020 • 24 minutes, 49 seconds
Vikingler ve Cinsiyet Eşitliği - 1: Dizilerden 1000 yıl önce
790’lardan 1066’ya kadar Avrupa’ya sayısız akın düzenlemiş ve dünyanın birçok ülkesine gitmeyi başarmış enteresan bir medeniyet Vikingler.
Özellikle son zamanlarda popüler olan Viking dizileriyle tarihleri hiç olmadığı kadar gündeme gelmiş durumda.
Film ve dizi endüstrisi özgüvenli, savaşçı, bir o kadar da özgür Viking kadınlarını ekranlara yansıtıyor.
Peki, Viking kadınları Ortaçağ’ın kanlı geçmişinde gerçekten dizilerdeki kadar özgür müydü?
Kapak Resmi: Fritz Beinke – Viking Queen
Aradaki müzik: Jonna Jinton – The Frozen Call (Ancient Nordic Chant)
5/10/2020 • 22 minutes, 59 seconds
Moka Pot: Kahvenin Seyrini Değiştiren İcat
Moka Pot, 1933 yılından beri espressonun büyüleyici tadını evimize taşımaya devam ediyor.
Çoğumuzun uzun zamandır mutfağının bir köşesinde duran ama belki de hiç kullanmaya yeltenmediği bu cihaz, özellikle 1950’den sonra kahve alışkanlıklarını da küresel çapta değiştiriverdi.
Yüksek basınçlı bir espresso makinasının kıvamını yakalayamasak da, kendi mutfağımızda pratik yolla elde edebileceğimiz bir kahve deneyimi sunuyor moka pot.
Bu bölümde, espresso hakkında çok kısa konuştuktan sonra “moka potu” kimin, nasıl icat ettiğini ve kahve dünyasında nasıl önemli bir yer edindiğini anlatıyorum.
Bölüm kapak resmi --> Gambero Rosso firmasına ait.
5/2/2020 • 18 minutes, 16 seconds
Dijitalleşen Müzik Endüstrisi ve İş Modelleri
Spotify, Apple Music, Deezer ve daha birçok farklı “streaming” platformunun pazarı domine etmesi ile müzik dinleme alışkanlıklarımız son yıllarda hiç olmadığı kadar değişti.
Dinleyicilerin alışkanlıklarındaki değişiklik, haliyle tüm müzik endüstrisinin de farklı bir yaklaşımla yola devam etmesine ve kendilerini “streaming” teknolojisine adapte etmelerini zorunlu kıldı.
1877 yılında fonograf ile başlayan müzik yolculuğu sırasıyla plak, kaset ve CD ile devam edip 2020 yılına geldiğimizde saf bir dijitalleşme sürecine girdi.
Bu bölümde, müzik endüstrisindeki dijitalleşme ve bu dijitalleşmenin yarattığı bazı iş modelleri üzerinde duracağım.
4/26/2020 • 26 minutes, 38 seconds
Koronavirüs'ün Sorgulattıkları - 2: Virüse Rağmen Açgözlülük
Tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüs bile, yaşanılan hastalık ve ölümlere rağmen insanoğlunun açgözlülüğüne engel olamıyor.
Bu bölümde insanın benliğine işlemiş böylesi bir özelliği, Svetlana Krivtsova’nın açgözlülük fenomenini gözlemlemek ve analiz etmek için 5 ile 7 yaş aralığındaki çocukların üzerinde yaptığı sosyo-psikolojik deney üzerinden tartışıyorum.
Soldaki resim: Campion Lady (ressam bilinmiyor)
Sağdaki resim: Woman Begging with Two Children (ressam bilinmiyor; yıl 1600)
4/18/2020 • 21 minutes, 36 seconds
Koronavirüs'ün Sorgulattıkları - 1: Fareler ve İnsanlar
Koronavirüs, son zamanlarda hemen hemen herkesi, günümüz toplumunu ve üzerine inşa ettiğimiz sistemi sorgular duruma getirdi. Bu süreçte sınıfsal ayrılıkların ve eşitsizliklerin daha bir gözle görülür hale gelmesi, uzun zamandır içinde yaşadığımız bu sistem karşısında bizleri oldukça mutsuz ve stresli yaptı.
Fakat unuttuğumuz bir şey var: Bu noktaya gelişimizdeki süreç, 11 bin yıl önce tarım devrimini gerçekleştirmemizle başladı.
Şu anki toplum yapısını John Calhoun'un meşhur deneyi 25. Evren (Universe 25) üzerinden değerlendirmeye çalıştım.
Sormamız gereken soru sanırım şu olmalı:
“İnsanlar tarım devrimini yapmadan 11 bin yıl önce avcı ve toplayıcı olarak yaşarken daha mı mutlulardı?”
4/10/2020 • 29 minutes, 18 seconds
Köy Enstitüleri - 4: Kapatılışa Giden Sancılı Süreç
Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un köy enstitülerini kurduktan sonra ortak bir hayali vardı: 1960 yılına kadar Anadolu’daki ilköğretim yetersizliğini bu coğrafyadan sonsuza dek silmek.
Fakat ne yazık ki; siyasi ve kişisel çıkarlar, olan bitene göz yumanlar ve feodal düzenin takipçileri, iki büyük eğitimcinin ortak hayali gerçekleşmeden köy enstitülerini bu coğrafyadan sonsuza dek sildi.
Enstitüler serisinin bu son bölümünde köy enstitülerinin kapatılışına giden süreci inceledim.
4/2/2020 • 27 minutes, 52 seconds
Köy Enstitüleri - 3: Düşünen Bireyi Yaratan Müfredat
Enstitüleri başarıya götüren, tasarlanan kuramın gerçek hayata da bire bir uygulanabilmesi aslında.
Öğrencinin, o dönemin zor koşullarına rağmen ders konularını ezberleyerek değil uygulayarak öğrenebileceği ve bir birey olmanın gerekliliklerini demokratik bir ortam tartışarak edinebileceği bir yapının sağlanması ile evrensel eğitimin zirve yaptığı noktadır köy enstitüleri.
Feodal düzene bir başkaldırının yanında toplumu takip eden değil, toplumu bilime ve ilime yönlendiren bir felsefenin de kurumsallaşmış halidir; bunu da Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un tasarladığı eşsiz müfredata borçludur
3/29/2020 • 34 minutes, 26 seconds
Köy Enstitüleri - 2: Kurum İçinde Kuram
Enstitü kurucuları Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç, enstitüleri standart bir eğitimi amaçlayan devlet kurumunun çok ötesinde bir vizyonla kurdu.
Bir çok "eğitim kuramının" harmanlanarak nihai amacın özgür ve demokratik bireyler yetiştirmek olduğu bu önemli eğitim atılımı, günümüz eğitim sisteminin çok ötesinde olduğu aşikar.
Köy enstitülerini bilmek için arka planda tasarlanan felsefeyi de anlamak gerek.
3/24/2020 • 19 minutes, 28 seconds
Köy Enstitüleri - 1: İmkansızlık İçinden Çıkan Mucize
Bir eğitim atılımından çok daha ötesidir Köy Enstitüleri. Temelinde, bireyin hayata dair her şeyi sorgulaması ve kendini geliştirmesini sağlayacak vizyonu kazanmasını amaçlayan bir alt yapı kuruludur. Belki de bu coğrafyada yeşermiş en güzel ve saf oluşumdur.
Köy Enstitü serisinin bu ilk bölümünde; enstitülerin kuruluşuna giden yolda yapılan atılımları, eğitimin 1923 yılına kadarki durumunu ve imkansızlıkların kuşattığı bir coğrafyada imkansızı başarmak için enstitülerin açıldığı 1940 yılına kadar nelerin yaşandığını tartışacağız.
3/14/2020 • 16 minutes, 35 seconds
Devinimler - Kültür Evrimine 5 Kala
"Devinimler", aslında amaç içinde bir araç: Yeni bilgiye ulaşmak için kendime bir motivasyon yaratırken, edinimlerimi tamamiyle amatör bir yaklaşımla başkalarıyla paylaşmak.
Kısacası; koşuşturma içindeki hayatımızda kültür evriminin kıyısından köşesinden geçerek akan zamanı biraz daha manalı ya da podcast serisinin deyimiyle "devinimli" kılmak.